Ana içeriğe atla

'Dünyayı Güzelleştiren Güç: Gençliğin Vicdanı' konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 83’üncü konuşmacısı olan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Dr. Enes Eminoğlu, “Vicdanlı gençler bu ülkede darbe girişimine dur dedi. 6 Şubat depremlerinde yine gençlerimiz sahadaydı” dedi.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 83’üncü konuşmacısı, 'Dünyayı Güzelleştiren Güç: Gençliğin Vicdanı' konulu söyleşiyle Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Dr. Enes Eminoğlu oldu. Moderatörlüğünü Spor Bilimleri Fakültesi'nden Öğretim Görevlisi Esra Atış’ın üstlendiği söyleşide; günümüz gençliğinden beklenenler, gençlik sosyolojisindeki değişimler ve gençlerin dijital çağda izleyebilecekleri yollar konuşuldu. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.

Gençler diri ve zinde
Günümüzde gençlerin kategorize edilmeye çalışıldığını anlatan Dr. Enes Eminoğlu “Gençlerimizle ilgili 'zamane gençliği' tabirini kullanarak bir sınıflandırmaya gidiliyor. Söylendiği gibi veya masa başında bahsettikleri gibi 'zamane gençliği' değil, sahada birçok gencimizin bilinçli, şuurlu olduğuna şahitlik ediyoruz. 15 Temmuz 2016’da bir darbe girişimi yaşandı. Bu olayların ana merkezinde de biz sürekli gençleri, gençliğin vicdanını görüyoruz. Çünkü o vicdanlı gençler bu ülkedeki belli gidişatlara dur dediler. Çok yakın zamanda asrın felaketini yaşadık. 6 Şubat depremlerinde birçok ilimiz etkilendi. Orada da yine gençlerimiz vicdanlı bir şekilde sahadaydı. Gençler her zaman, her platformda kendilerini sürekli bir şekilde diri tutarak, zinde tutarak, toplumsal vicdanı da etkileyecek şekilde sahada aktif bir şekilde rol aldılar. Gençler aynı zamanda insani yardım çalışmaları başta olmak üzere toplumsal olaylarda sahada aktif bir şekilde rol alıyorlar” diye konuştu.

Ön saflarda yer aldılar
Gazze Soykırımı’na yakından şahitlik edildiğini belirten Eminoğlu, “Yaklaşık bir yılı geçen sürede 50 binin üzerinde genç, çocuk, insan şehit edildi. Bu anlamda gençlerin bu süreci domine ettiğine, boykot ve birçok konuda STK'ların ses çıkardığına, İstanbul'da, Ankara'da, büyükşehirlerde mitingler düzenlediğine şahitlik ediyoruz. Bunun gençlerin toplum üzerindeki vicdanının etkisinin sonucu olduğunu düşünüyorum. Yine bakanlığımıza bağlı birçok gençlik merkezlerinde gönüllü gençlerimiz Akdeniz Bölgesi’nde geçtiğimiz yıllarda yaşanan yangın afetlerinde ön saflarda yer aldılar. Gençlerimizi kategorize etmeden bütün ümidimizin onlarda olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Gençlerimiz gerçekten vicdanlılar ve biz sahada buna şahit oluyoruz.”

Spor gençlik ve vicdan üzerinde etkili
Türkiye genelinde 500’den fazla gençlik merkezi olduğu bilgisini paylaşan Eminoğlu “Gençlik merkezleri vesilesiyle biz genç arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde üniversitelerde genç ofislerimiz var. Gençlerimizi sosyal sorumluluk projelerine yönlendirme gayretindeyiz. Birbirinden değerli birçok proje çalışması var. Çevre temizliğinden tutun hayvan hakları, insan hakları, kadın hakları gibi birçok alanda gençlerimizi bilinçlendirmeye devam ediyoruz. Sporun gençlik ve vicdan üzerindeki etkisi bulunuyor. Örneğin eski profesyonel boksör Mike Tyson’ın birçok insanın yakından takip ettiği müsabakada Filistin bayrağını açması vicdani bir meseleydi. Bir duruş ve bir karakter gösterisiydi. Sporun birleştirici ve iyileştirici gücü, sporun vicdan meselesi, spor diplomasisi gibi birçok alanla ilgili de bu örnekleri çoğaltabiliriz” ifadelerini kullandı.

 Sürekli bir meşgale olmalı
Dijitalleşmenin gençlerin vicdanına etkisinin tartışıldığını kaydeden Eminoğlu “Son dönemlerde ‘dijital faşizm’ diye bir tabir kullanılıyor. ‘Sosyal medya adaleti’ kavramı da yaygınlaştı. Bir olay sosyal medyada gündem olduğu zaman bütün Türkiye'de veya dünyada çok daha hızlı sonuç alınacağına yönelik bir kanaat oluşuyor. Her gelen bilginin doğru kabul edilmemesi gerektiğini iyi anlamamız lazım. Dijital bağımlılık da önemli tehditlerden biri. Bugün madde bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı, alkol bağımlılığı gibi bağımlılıklarla mücadele ederken aslında dijital bağımlılıkla da mücadele etmemiz lazım. Gittiğimiz yerlerde gençlerimizin günde 8-10 saat gibi veya daha fazla sürelerde telefon kullanımı, tablet kullanımı, bilgisayar kullanımı olduğunu görüyoruz. Ortaokul seviyesinde buluştuğumuz kardeşlerimiz haftada 3-4 gün spor yaptıklarını ama geri kalan günlerde dijital bağımlı olduklarını kendileri anlatıyorlar. Gençleri spora yönlendirmek, sürekli bir meşgale sahibi yapmak, koşuşturmalarını sağlamak gerekiyor. STK’lar dijital bağımlılığı azaltmada etken olabilir. Vicdanın temelleri ise ailede atılıyor. Yapmadığımız bir şeyi çocuğumuza ‘yap’ demek kadar yanlış bir şey yok. İyi bir rol model olmalıyız.”